Diyanet İşleri Başkanlığı Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürlüğünce düzenlenen ‘Uluslararası Kudüs ve Mescid-i Aksâ Sempozyumu’, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın katılımıyla gerçekleştirilen açılış oturumuyla Ankara’da başladı.
Türkiye Diyanet Vakfı Kocatepe Camii Konferans Salonu’nda düzenlenen sempozyumun açılışında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, sempozyumun hayırlara vesile olmasını dileyerek, “Kudüs’ü konuşmak, sadece bir şehri konuşmak değildir. Kudüs’ü konuşmak, insanlığın geleceğini konuşmaktır, dünya barışını konuşmaktır. Kudüs’ü konuşmak, İslam ümmetinin izzetini konuşmaktır.” dedi.
Mescid-i Aksa ve çevresinin Allah tarafından mübarek kılındığını kaydeden Başkan Erbaş, Kudüs’ün, birçok peygamberin aziz hatırasını barındıran kutlu ve mübarek bir belde olduğunu söyledi.
Başkan Erbaş, Müslümanlar için Mescid-i Aksa’nın, Mescid-i Haram’dan sonra yeryüzünün en kıymetli mabedi olduğunu belirterek, “Mescid-i Aksa, harem-i şeriftir, dokunulmazdır. Mescid-i Aksa, diğer adıyla ‘Beytülmakdis’ ‘mukaddes ev’dir. Bu mukaddes ev, Müslümanlar için her türlü meşakkatin göze alınarak yolculuk yapılmaya değer görüldüğü üç mescitten biridir.” şeklinde konuştu.
“Kudüs ziyaretlerinin artırılması için gayret ediyoruz”
Hz. Peygamberin birçok hadis-i şerifinde, Mescid-i Aksa ve çevresinin faziletlerine, oraya ziyaretin ve hizmetin önemine temas ettiğini ifade eden Başkan Erbaş, “Üç mescit için ibadet maksadıyla yolculuğa çıkılabilir: Mescid-i Haram, şu benim mescidim Mescid-i Nebevi ve Mescid-i Aksa.” hadis-i şerifini hatırlatarak, şöyle devam etti:
“Biz de yıllardan beri Kudüs sevdalısıyla yapmış olduğumuz her toplantıda, her zirvede, her sempozyumda dünya Müslümanlarının, İslam aleminin Kudüs’te daha çok görünmesini, Kudüs’e olan aidiyetini ortaya koymaları için her vesileyle Efendimiz aleyhissalatü vesselamın bu tavsiyesini paylaşıyoruz. Özellikle Kudüs ziyaretlerinin artırılması için elimizden gelen gayreti göstermeye çalışıyoruz.”
Başkan Erbaş, Hz. Peygamberin Kudüs’e karşı daima büyük bir özlem duyduğunu, Filistin topraklarına yönelik diplomatik ve askeri girişimlerde bulunduğunu, Ashab-ı Kiram’ın da bu mukaddes beldeye yoğun ilgi gösterdiğini kaydetti.
“Müslümanlar, Kudüs’ü adaletle ve merhametle yönetti”
Kudüs’ün, Hz. Ömer tarafından 638 yılında kan dökülmeden fethedildiğini hatırlatan Başkan Erbaş, şunları söyledi:
“Hz. Ömer tarafından şehrin sakinlerine, din hürriyeti ve güven içinde yaşayacaklarına dair yazılı eman verilmiştir. Kudüs, Hz. Ömer’in fethiyle huzura kavuşmuştur. Müslümanlar, Kudüs’ü adaletle ve merhametle yönetmiştir. Müslümanlar, kendisinden olmayanı ötekileştirmeden, herkesin canına, malına, inancına saygı duymuştur. Hatta gayr-i müslimler, aralarındaki anlaşmazlıkların çözümünde İslam’ın adaletine sığınmışlardır.”
“Kudüs, ‘Barış Şehri’dir”
Başkan Erbaş, Müslümanların hakimiyetinde asırlarca özgürlüğün ve adaletin en güzel örneği olan ve Müslümanlar tarafından imar edilen barış şehri Kudüs’ün, Müslümanların elinden çıktığı zamanlarda harabeye döndüğünü, yıkılıp yakıldığına işaret ederek, şunları söyledi:
“Müslümanların idaresinde beş asra yakın güvenli bir şehir olan Kudüs, 1099’da Haçlıların eline geçince Selahattin Eyyubi’nin destansı zaferiyle tekrar fethedilmiş ve Mukaddes Şehir’de, insanlar yeniden huzur ve güven içerisinde birlikte yaşamışlardır.
Kudüs, 16. asırda Osmanlı devletinin hakimiyetine geçmesiyle en parlak dönemini yaşamıştır. Osmanlılar Kudüs’ün imarında büyük bir gayret göstermişler, vakıflar, medreseler ve kütüphaneler kurmuşlardır. Osmanlı Devleti, Mescid-i Aksa’ya hizmet etmeyi en önemli ve öncelikli görev saymıştır.”
“Kudüs’ün kadim değerlerle bağları kopartılmaya çalışılmaktadır”
Başkan Erbaş, Müslümanların idaresi altında altın çağ yaşayan barış ve huzur şehri Kudüs'ün 1’inci Dünya Savaşı’ndan sonra İslam coğrafyasının işgaliyle bu özelliğini kaybettiğini ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bugün Kudüs maalesef yine işgal ve zulümle anılır olmuştur. Kudüs’ün kutsiyetine ihanet edilmiştir. Kudüs yine acının, sıkıntının, gözyaşının merkezi haline gelmiştir. İşgal edilen Filistin topraklarında, Kudüs’ün kadim değerlerle bağları kopartılmaya çalışılmaktadır. Tarihi mekanları tarumar edilmektedir. Yerli halkın tüm imkanlarına el konulmaktadır. Çeşitli baskı ve uygulamalarla Müslümanlar şehri terk etmeye zorlanmaktadır. Müslümanlar, her türlü hak ve özgürlükten mahrum bırakılmaktadır. Filistinli Müslümanların evleri yıkılıp, işyerleri kapatılmakta, tarım arazileri işgalciler tarafından yakılmaktadır.”
“Kudüs'ün esaretini meşrulaştıracak her söylem, insanlık suçudur”
“Allah’ın mescitlerinde O’nun adının anılmasına engel olan ve onların harap olması için çalışandan daha zalim kim olabilir? Aslında bunların oralara ancak korka korka girmeleri gerekir. Böyleleri için dünyada zillet, ahirette ise büyük azap vardır.” ayet-i kerimesini hatırlatan Başkan Erbaş, bugün Mescid-i Aksa’nın sistematik saldırılarla karşı karşıya olduğunun altını çizerek, şunları söyledi:
“Filistin’i ve Kudüs’ü işgal etmek, aslında sadece bu bölgede değil, bütün yeryüzünde kaos çıkarmaktır. Kargaşayı körüklemek, savaştan beslenmektir. Kudüs gibi tarih boyunca insanlığı kucaklayan bir şehirden Müslümanları çıkarmaya çalışmak, aslında tüm insanlığın hukukunu tanımamaktır. Barışı, huzuru ve insanlığı katletmektir. Bunun için, Kudüs’ün esaretini meşrulaştıracak her söylem, vicdana, varoluşa, tarih ve kültüre karşı işlenmiş bir insanlık suçudur.”
“Kudüs bilincini en güçlü hale getirmeliyiz”
Sıradan bir toprak parçası olmayan Kudüs'ün, İslam'ın yurdu, İslam medeniyetinin tarihsel bilgi ve değerler hafızası olduğunu belirten Başkan Erbaş, Peygamberimizin emaneti olan Kudüs ve Mescid-i Aksa’ya sahip çıkmanın imanımızın gereği olduğunu kaydetti.
Başkan Erbaş, Kudüs bilincini güçlü hale getirmek için çalışmak gerektiğine vurgu yaparak, “Kudüs, Müslümanların ve insanlığın önünde bir vicdan, hukuk ve ahlak imtihanıdır. Kudüs, bizi vahdete ve her alanda birlikte çalışmaya davet ediyor. Dolayısıyla tüm İslam dünyasında bütün mümin yürekleri birleştirecek çalışmalara hız vermeliyiz. Kudüs bilincini en güçlü hale getirmeliyiz.” diye konuştu.
“Kudüs özgür oluncaya kadar hiçbir çalışma yeterli olmayacaktır”
Kudüs özgür oluncaya kadar hiçbir çalışmanın yeterli olmayacağı değerlendirmesinde bulunan Başkan Erbaş, konuşmasını şöyle sonlandırdı:
“İslam coğrafyası olarak güçlerimizi birleştirdiğimizde, bu gücün farkına vardığımızda ve kendimize güvendiğimizde üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir sorun yoktur. Bugün birileri mazlum ve Müslüman coğrafyaları sömürdüğü için zengin olmuştur. Bu coğrafyaların insanları arasına fitne ve tefrika tohumları ekip vekalet savaşları çıkardıkları için ikballerini tahkim etmektedirler. Öyle ise yapılacak en önemli şey, bu coğrafyalara beraberce sahip çıkmaktır. Güçlü ve müreffeh bir İslam dünyası sadece Müslümanların değil aynı zamanda bütün insanlığın huzur ve güvenini de temin edecek; hak, hukuk, adalet, emniyet arayan insanlığın vicdanı ve umudu olacaktır.”
“Filistin halkının yanında olmaya devam edeceğiz”
“Bizler dün olduğu gibi bugün de hakkın, haklının ve mazlumun yanında olmaya, zalimin ise karşısında durmaya devam edeceğiz inşallah. Mazlumlara umut olmaya her zaman olduğu gibi yine devam edeceğiz. Bizler her daim Filistin halkının yanında olduk ve olmaya da devam edeceğiz.
İnanıyorum ki bu sempozyum Kudüs ve Mescid-i Aksa konusundaki farkındalığa önemli katkılar sunacaktır.”
Başkan Erbaş, sempozyumun gerçekleştirilmesinde emeği olanlara teşekkür etti.
Sempozyumda, Filistin Devlet Başkanı Dini Baş Danışmanı Mahmud Al-Habbash, Filistin Kudüs İşleri Bakanı Fadi el-Hedmi ve Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürü Remzi Bircan da birer konuşma yaptı.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ve diğer katılımcılar, sempozyum öncesinde Türkiye Diyanet Vakfı’nın sergi salonunda Vakt-i Kıraat Derneğince düzenlenen Kudüs temalı resim sergisinin açılışını gerçekleştirdi.
Kudüs ve Mescid-i Aksa konusundaki ilginin arttırılması ve İslam medeniyetine dair tarihi birikimin doğru bilgilerle tespit edilmesini amaçlayan sempozyum, yarın sona erecek.
Çevrim içi de yayınlanan sempozyumla ilgili detaylara ' https://hac.gov.tr/kudussempozyumu ' adresinden ulaşılabilecek.
Programa, Filistin'in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa’nın yanı sıra Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Haçkalı, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Selim Argun, Diyanet İşleri eski Başkanı Lütfi Doğan, Din İşleri Yüksek Kurulu eski Başkanı Dr. Ekrem Keleş, Yönetim Hizmetleri Genel Müdürü Mehmet Bilgin katıldı.