Paylaş Facebook Facebook Facebook Facebook Facebook
29.09.2014

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Mekke’de görev yapan Diyanet ekiplerini ziyaret etti…


Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Mekke’de görev yapan Diyanet ekiplerini ziyaret etti.

 


Hac farizasını yerine getirmek için kutsal topraklarda bulunan hacı adaylarına hizmet eden Diyanet İşleri Başkanlığı hac organizasyon ekiplerini ziyaret eden Diyanet İşleri Başkanı Görmez, basın merkezini de ziyaret ederek, basın mensuplarıyla konakladıkları otelde bir süre sohbet etti.

 


Hac ibadetinin "maksat" olduğunu ve kelime itibarıyla "en yüksek gaye" anlamına geldiğini ifade eden Başkan Görmez, bu yüksek gayeyi hiçbir zaman kaybetmemek gerektiğini söyledi. Hac ibadetinin iç içe geçmiş altı büyük yolculuk olduğunu belirten Başkan Görmez, en çok ihmal edilen hususunun insanın kendi iç dünyasına yaptığı yolculuk olduğunu vurguladı.

Hac ibadetinin insana çok şeyi hatırlattığını kaydeden Başkan Görmez, basın mensuplarıyla gerçekleştirdiği sohbet esnasında şu konulara değindi;

 

“Hac insana kendisini sorgulama imkanı veriyor…”

 

Kutsal topraklarda zaman kavramı değişiyor. Buraya gelenler ancak döndüklerinde bunu fark edeceklerdir. Burada az kalacaksınız ama zaman olarak çok kalacaksınız. Belki 1 hafta-10 gün kalacaksınız ama zihniniz, kalbiniz yıllarca burada kalmış gibi etki bırakacak sizde. Dolayısıyla hac aynı zamanda ahirete yolculuktur. Bize gideceğimiz ebedi dünyaya yolculuk yaptırıyor hac ibadeti. Bu açıdan ihram kefen, mikat (ihrama girme yeri ve zamanı) ilk buluşma oluyor, Arafat mahşer oluyor, yine aynı şekilde her birinin ahiretle ilişkisi var ve insana ebediyeti tattırıyor, kendisini sorgulama imkanı veriyor.

 

“Haccın gayelerinden birisi de, Müslümanların kardeşleriyle buluşmasıdır…”

 

Hac ibadetinin önemli gayelerinden birisi de kardeşlerle buluşmadır. Modern zamanlarda haccın içinde de bireyselleşme egemen olmaya başladı, her ülke kendi gettosunu kuruyor. Arafat'ta veya başka yerlerde ibadet sırasında insanlarla hasbihal etmek gerekir. Haccın gayelerinden birisi de kardeşlere yolculuktur. Müslümanlar, Kabe'yi görünce bütün kardeşlerini unutuyor. Bilakis biz Kabe'ye kardeşlerimizle buluşmaya geldik ama herkes 'nefis nefis' diyor.

 

“Haccın en büyük gayesi Allah’a yapılan yolculuktur…”

 

Haccın asıl gayesi, en yüksek gaye "Allah'a yolculuk",

aşıkın maşuka yolculuğudur. Diğerleri bu büyük gayenin gerçekleşmesi için gerçekleşen yolculuktur. Bunlar iyi yapılabilirse o takdirde Kabe'nin Rabbine asıl yolculuk yapılmış olur. Kabe ile insan kalbi arasında hep ilişki kurulmuştur, o yüzden tavaf ederken Kabe'yi solumuza veririz, 'kalbimize yakın olsun' diye, onun özel manası var çünkü kalple Kabe arasında hep ilişki vardır. O yüzden İslam mutasavvıfları bunu böyle kabul etti.

 

"Müslümanlar Kabe’ye birbirleriyle buluşmak için gelirler…”

 

Müslümanlar, Kabe'yi görünce bütün kardeşlerini unutuyor. Bilakis biz Kabe'ye kardeşlerimizle buluşmaya geldik ama herkes 'nefis nefis' diyor. Duanın kahir ekseriyeti bireysel, yani kendine dualar. Halbuki dualar, bütün varlık, insanlık, Müslümanlar için olmalıdır. Bireyselleştiğimizin bir göstergesi, daha fazla hatırlanması gerekirken kardeşlerin unutulmasıdır.

 

“Yanlış anlaşılan bir din, insanın bütün potansiyellerini yok eder, doğru anlaşılan bir din, su ve hava kadar tabiidir…”

 


 


Müslümanların bugün yaşadığı en büyük sorun, dini bütün olarak anlamak ve algılamak. Bu, çok önemli, dinin metinlerini öğrenmek yetmiyor, dinin metinleriyle hayat arasındaki ilişkiyi doğru kurmak gerekiyor. Dinin gönderiliş gayesini çok iyi kavramak... Yanlış anlaşılan bir din, insanın bütün potansiyellerini yok eder, doğru anlaşılan bir din, su ve hava kadar tabiidir. Dini, sadece bedensel hareketler içeren ibadetlere indirgediğinizde o zaman Kabe'yi gördüğünüzde kardeşlerinizi unutursunuz. İşte gaye bizi her türlü kötülükten kurtarmak ve iyiliğe, adalete, merhamete, şefkate ulaştırmak... Bu olmadığı zaman bütün olarak anlaşılıp algılanmadığında dinle hayat arasındaki ilişki doğru kurulamadığı zaman Müslümanlar arasında ayrışma devam eder.